Glutatyon – Vücudunuzun Master Antioksidanı
Her yerde adını sıkça duyduğunuz, hastalandığınızda sizi ayağa kaldıracağını düşündüren bir serum! Peki nedir bu molekül, göz atalım:
Glutatyon vücudumuzdaki en önemli endojen antioksidan, glisin, sistein ve glutamik asitten oluşan bir tripeptit. Endojen demek, vücudunuzda üretiliyor demek, peki o halde neden dışardan alıyoruz? Bazı durumlarda bu molekülü dışardan almaya daha çok ihtiyacımız oluyor veya üretimi yetersiz kalıyor.
Hangi durumlarda Glutatyon eksikliği olur?
Bazı semptomlar bize vücutta glutatyon eksikliğini düşündürebilir:*
- Sürekli yorgun ve halsiz hissetmek
- Kaliteli uykudan yoksun kalmak
- Beyin sisi semptomları (konsantrasyon güçlüğü, düşünmede zorluk, odaklanamama)
- Sık hastalanma ve zayıf bağışıklık sistemi
Glutatyon azalırsa neler olur?
Glutatyonun azalmasıyla oksidatif stres artacağı için;
- Kanser
- Diyabet gibi endokrin hastalıklar
- Kardiyovasküler hastalıklar, kalp krizi
- Nörodej hastalıklar, alzheimer demans
- Otoimmünite
- Enfeksiyöz hastalıklara yakalanmada artış
- Yaşlanmanın hızlanması
Kimlerde glutatyon tüketimi fazla olur?
- Alkol tüketimi
- Yüksek toksin yükü
- İnflamasyonu arttıran herşey
Çok önemli hücresel fonksiyonlara imza atan oldukça değerli bir molekül.
Glutatyonun yetersiz alımı kimlerde görülür?
Maalesef günümüzde batı diyetiyle beslenen kişiler olarak, sağlıklı, işlenmemiş besinlerden, antioksidandan zengin gıdalardan, antiinflamatuar besin gruplarından zengin bir diyete geçmek glutatyon ve glutatyon prekürsörü üretimini arttıracaktır.
Glutatyondan zengin gıdalar:
- Kuşkonmaz
- Avokado
- Muz
- Brokoli
- Havuç
- Ispanak
- Çilek
- Domates
Tüm bunların yanında, akut veya kronik bir hastalık evresinde, toksin yükün fazla olduğu durumlarda iyileşme evresinde veya glutatyon eksikliğini düşündürecek bulguların varlığında, bu değerli antioksidanın takviye edilmesi gerekebilmektedir.
Ağız yoluyla alındığında emiliminin çok zor olduğu bu antioksidan molekülü, damar yolu üzerinden verilerek daha hızlı bir şekilde etki etmesini sağlanıyor.
Bu tedavi ile hücre hasarını önleyici, vücuttan toksinleri atıcı ve karaciğer fonksiyonlarını iyileştirici etkilerini elde ediyoruz.